Halkın ekmeğinden, yetimin hakkından, yoksulun rızkından çalanlara karşı, herkesi mücadele etmeye, ‘‘Uyanışa’’ davet ediyoruz

Kıvılcımlı Üzerine

Kıvılcımlı’nın, geliştirdiği tarih tezi ile “Türk solu”na bir tarih bakışı kattığı söylenebilir. Bir medeniyetten ötekine geçiş aşamasını önemsediği tarih çalışmalarının anahtar kavramları tarihsel evrim ve sosyal devrimdir. Tarihsel devrim, eski egemen sınıfı yıkıp yerine yeni bir sosyal sınıfı geçirmeyi, bir üretim tarzı değişikliğini sağlayamadığından medeniyeti kurtaramaz; sonuç olarak ya medeniyetler yıkılıp yeniden kurulur ya da eski medeniyet Rönesans’a uğramış olur. Modern çağa gelindiğinde tarihsel devrimler süreci sona erer, sosyal devrimler tarihi başlar. Çünkü modernlikle birlikte insanlığın edindiği bilinç ve teknik kazanımlar eski gerici sosyal sınıfı devirip medeniyeti kurtaracak yeni bir sosyal sınıf imkânı sağlayabilmektedir. Kıvılcımlı, bir medeniyetten ötekine geçişi mümkün kılacak unsur olarak üretici güçlere (teknik, coğrafya, tarih, insan üretici güçler) vurgu yapar. Tarihin aydınlığa kavuşabilmesi için, teknik üretici güce yüklenen aşırı önemin kırılması, insan üretici gücün öne çıkması gerektiğini belirtir. Teknikle insan arasında yaptığı ayrım “barbarlık” kavramına verdiği önemde özellikle açığa çıkmaktadır. Kıvılcımlı için barbarlık, belli bir toplumsal aşamaya verilen addan öte ahlaki anlamlarla yüklüdür, birtakım ahlaki özelliklerin bütünüdür. Söz konusu aşamaya geçildikten sonra da bu özelliklerin devam ettiğini düşünür. Bu özellikler; dürüstlük, kendi toplumu içinde (yurttaşına karşı) hoşgörü sahibi olmak, eşitlikçiliktir. Kıvılcımlı, teknik ilerlemeden ziyade, belirtilen “ahlaki özelliklerle yüklü barbarlığın” tarihi belirlediğini, onun “maddesi”ni oluşturduğunu söyler. Yani Kıvılcımlı'nın barbarlığa ahlaki yaklaşımı insan-teknik arasında yaptığı ayrıma açıklık getirmektedir; tersinden söylersek, insanla teknik arasındaki ayrımdan özcü bir ahlaki anlam çıkartmaktan bahsetmemektedir. Türkiye analizleri çerçevesinde “ordu”nun konumunu da bu bağlamda ele alır Kıvılcımlı. Genel olarak üstün ahlaki niteliklere ve ilkel sosyalizm geleneğine sahip “barbar savaşçıları” olarak gördüğü ordunun, bu tarihsel misyonunu modern Türkiye’de sürdürdüğünden bahseder. Dolayısıyla devrim konusunda Türkiye’ye özgü bir değerlendirme sunmaktadır. Kıvılcımlı’ya göre, Türkiye’de ordu, her modernleşme hareketine “motor ve öncü kesilmiştir”. İktidarı alaşağı ederek ama toplumun sınıf yapısını değiştirmeyerek, ordunun yaptığı tarihsel devrimdir. Böylelikle Kıvılcımlı, Türkiye özelinde modern çağda da tarihsel devrimin olabilirliği sonucuna ulaşır. Kıvılcımlı’ya göre, devrimin öz gücü her zaman işçi sınıfı olmakla birlikte, Türkiye söz konusu olduğunda insan üretici gücün bir unsuru olarak “vurucu güç” de hesaba katılmalıdır. Vurucu güç ile kastettiği ordu tarihsel devrimi gerçekleştirdikten sonra işçi sınıfı ön plana geçer; ve güçlü bir işçi sınıfı mevcutsa tarihsel devrim sosyalist devrime dönüşebilir. Kıvılcımlı’nın 27 Mayıs darbesinden sonra Cemal Gürsel’e çektiği kutlama telgrafını, 12 Mart müdahalesine “Ordu Kılıcını Attı” başlıklı yazıyla verdiği tepkiyi bu açıdan değerlendirmek gerekir. Kıvılcımlı’nın din konusuna yaklaşımı da tarih çalışmalarından bağımsız değildir. Kıvılcımlı’ya göre, din toplumsal bir olaydır. Toplum dini yaratır. Ancak toplum dini etkilediği gibi, din de toplumu etkiler. Böylelikle din, insanların düşünce ve davranışlarına, kişiler üstü güçlerin etkilerinin yorumlanarak uygulandığı teorik bir dünya görüşü ve pratik bir evren düzenine karşılık gelir. Belli bir dinin belli bir toplum tarafından alımlanması belli bir medeniyet düzeyine ulaşmayı gerektirmektedir. Bu açıdan Kıvılcımlı’ya göre, Müslümanlık, Türk toplumunda, sınıfsız toplum davranış ve düşüncelerini, sosyal sınıflı toplum davranış ve düşüncelerine doğru değiştirmiştir. Müslümanlık'la birlikte, yazılmamış Türk Töre’si yerine, sosyal sınıf münasebetlerini haklı çıkarıp düzenleyen yazılı dogmalar geçmiştir. Nitekim Kıvılcımlı Eyüp Sultan Konuşması’nda, Hz. Muhammed’in “ben peygamberlerin sonuncusuyum” sözünün toplumsal düzeni kuran yasaların dünyevileşmesine işaret ettiğini belirtmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan yola çıkarak Kıvılcımlı’nın tezlerini üç eksende toplamak mümkün:
1) Tarih tezi ile sol düşünceye kattığı tarih bakışı, diyalektik materyalizmin temel önermelerinden uzağa düşmemek ve disiplinin içine saplanıp kalmamak kaydıyla ayrıntılı bir antropoloji metodolojisi,
2) Türkiye özelinde orduyu devrim stratejisinin bileşeni olarak konumlandırması (insan üretici vurucu güç),
3) Sol-Müslümanlık bahsi çerçevesinde dine getirdiği sosyalist ve kapsayıcı-kapsamlı yorum.



Kıvılcımlı Üzerine Kıvılcımlı Üzerine Reviewed by Uyanış on 15:22 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.