Halkın ekmeğinden, yetimin hakkından, yoksulun rızkından çalanlara karşı, herkesi mücadele etmeye, ‘‘Uyanışa’’ davet ediyoruz

Hakikat Ve Pratik

Hakikat ve Pratik

Maddenin, pratiğin ve olgunun görünen kısmıyla yetinmeyip onun derinliğine inmek ve hakikati aramak! Günümüzün modern bilimsel bakış açısı canlılığın özündeki hakikat arayışında yetersiz kalacaktır. İnsanı bilimsel yaklaşımla ifade etmek yavan kalacaktır.
Konuyu kavramlara izahata boğmak! İnsanı ve toplumu çözümlemek ve doğru olanı bulmak pratikten geçer. Bir makinenin çalışmasını bilimsel kavramlarla açıklayabiliriz. Eğer bir araba 10 litre benzinle 30 kilometre yol yapıyorsa 10 litre benzin koyduğumuzda bunun gerçekleşmesini kesinkes bekleyebiliriz. Ama canlı ve değişken bir varlıktan söz ediyorsak bunu beklemek mümkün değil. İnsanın şu anki durumu onun tarihsel olarak incelemesiyle mümkündür. Her insanın aynı tarihselliği veya belli bir süreç içerisinde aynı şeyi yaşaması mümkün değildir. Bu da aynı kavram üzerinde aynı söylem ve bilginin karşılık bulmamasının nedenidir.
İnsan bilgisi onun süreç içinde yaşadığı çelişkilerin sonucu olarak var olmuştur. İnsan bilgisi, aslında onun maddi üretim faaliyetlerine bağlıdır. Yaşamsal çelişkiler olmadan bilgi elde edilemez. Toplumsal bir varlık olan insan yaşamın her alanına katılır. Siyasi, kültürel yaşamıyla bir şeyler öğrenir. Bilginin amacı çevresel olguları algılamadır. Bizi çevreleyen toplumdaki olgularının özünü açıklaması ve bu bilginin toplumda karşılığını bulması o bilginin gerçekliğini kanıtlar.
Hakikati insanın özündendir. “Hakikat içindedir başka yerde arama” denir eski deyişlerde. Eğer hakikat kavramı insanın ve onun öznesi olduğu toplumun içindeyse yine aynı toplumda karşılık bulması gerekmektedir. Bilmek isteyen yola çıkar ve pratik içinde toplumdan öğrenir. Dünyayı değiştirme pratiğine bizzat atılmadan dünya gerçeği anlaşılmaz.
Bir toplumun sömürüden kurtulması için Marksizm külliyatını öğrenmesi gerekmez. Aydınlanmacı çevrelerin “ancak aydın bir halk ileriye gidebilir” tezi kökünden yanlıştır. Bilgi, hakikat toplumun özündedir.
İnce Memed feodalizmi tasfiye etmek için çıkmamıştı mesela dağlara. Ama ağaların korkusu ve köylünün umudu olmuştu. İnce Memed aydınlanmacılara göre gerçek olamaz. Bir bilginin doğruluğu toplumda ve pratikte bulduğu karşılık kadar doğrudur. Çelişkilerin ve soruların yok edilip hayatı anlamaya başlamak imkânsızdır. Çünkü canlılık var olduğu sürece, beynimizdeki canlılık korunduğu sürece sorularımız hiç bitmeyecek. Milyonlarca soru baloncuğu var kafamızın içinde, onlar patlamadan pratikte hata yapacağımızı düşünmek hatalıdır. Soru işaretleri yerine ünlem işaretleri kullanıp pratiğe geçip öğrenmektir hakikat arayışı.
İnsan bilgisi doğrudan ve dolaylı deneyimlerden oluşuyor. Bir bilgiyi özlü laflarla donatıp yazmak veya söylemek o bilgiyi bildiğimiz veya bilginin doğru olduğu anlamına gelmez. Bilgi hayata, pratiğe geçtiği ölçüde doğrudur. “İnsan nasıl yaşamalı?” üzerine kitaplar yazan bir insanın pratiğine bakılması lazım, o yazdıklarını bilip bilmediğini öğrenmek için. Ya da bir ideolojinin doğruluğu halktan aldığı toplumsal yanıtla ölçülmelidir. Yoksa ideolojimizin doğruluğunu bilimsel laflarla ifade edip halkın bunu anlamadığını söylersek yanlışızdır. Toplumun özündeki hakikati bulup yazdığımızı ifade ediyorsak o hakikatin tek ölçüsü içinden çıktığı halktaki toplumsal pratiktir.
Örneğin dışarıda milyonlarca insan var “sosyalizm iyidir” diyen, ancak pratiğe geçmediği sürece onu kavrayamaz. Bir bilgi kendi ile özdeşleştirmenin temeli onu pratikte uygulamaktır. Örneğin Mao bilginin iki aşaması olduğundan söz eder: algısal bilgi ve algısal bilginin derinleştirilmesi akla uygun bir şekilde deneyimleştirilmesi.(Teori Pratik s. 17) İlk olan algısal bilgiyi Mao idealist olarak değerlendirir. Yalnızca aklı güvenilir yere koyan, algısal deneyimleri yok sayan bir anlayışın yanlış olduğunu savunur. Mao bilginin pratik ile başlayacağını ve pratik yoluyla teori düzeyine ulaşacağını söyler. Ardından bu teorik bilginin gene pratiğe dönmek zorunda olduğunu söyler.
Hakikat insanın içindedir ve bunu ancak harekete geçerek öğrenebilir. Öğrendiğini toplumsallıkta yine test etmek zorundadır. Hakikate canlılık var olduğu sürece ulaşmaya çalışacağız. Çelişkiler var olduğu sürece hakikat arayışımız farklı yollara girecek ve deneyimlerle bilgiler edineceğiz. Bu bilgileri kavramamızın ölçüsü ise yaptığımız pratiktir.
Ali Eren
Hakikat Ve Pratik Hakikat Ve Pratik Reviewed by Uyanış on 12:19 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.