Halkın ekmeğinden, yetimin hakkından, yoksulun rızkından çalanlara karşı, herkesi mücadele etmeye, ‘‘Uyanışa’’ davet ediyoruz

Ghassan Kanafani


Devrimci gazeteci ve yazar [9 Nisan 1936 Akka – 8 Temmuz 1972 Beyrut]

Ghassan Fayiz Kanafani, Britanya’nın mandası olduğu dönemde, Filistin’de dünyaya gelir. 
Sünni Müslüman ve avukat olan bir babanın oğlu olan Ghassan, 1948 savaşı esnasında ailesiyle birlikte
 sürgüne gönderilene dek, Fransız misyoner okuluna devam eder. Lübnan’da kısa bir süre kalan ailesi Şam’a
 yerleşir. Ghassan ortaokulu burada bitirir ve 1952’de Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı’ndan
 [UNRWA] eğitim sertifikası alır. Aynı yıl Şam Üniversitesi Arap Edebiyatı Bölümü’ne kaydolur ancak
 panarabist Arap Milliyetçileri Hareketi’ne katıldığı için 1955’te sürgün edilir.
 Onu Arap Milliyetçileri Hareketi’ne [MAN] kazandıran isim Dr. George Habeş’tir.

  1. İkili 1953 yılında tanışmıştır. Hazırladığı tezin başlığı “Siyonist Edebiyatta Irk ve Din”dir. bu tez sonrasında kaleme aldığı Siyonist Edebiyat Üzerine isimli 1967 tarihli çalışmanın temelini oluşturur.
1955’te Kanafani Suriye’yi terk edip eğitmenlik yapmak amacıyla Kuveyt’e gider. Ertesi yıl Arap Milliyetçileri Hareketi’nin el-Ra'i [Görüş] isimli gazetesinin editörü olur. Ardından Habeş 1960 yılında kendisini Beyrut’a taşınıp MAN’ın resmî yayın organı olan el-Hürriye’nin [Özgürlük] yayın kuruluna katılması konusunda ikna eder. Kuveyt’te iken Kanafani birçok kısa hikâye kaleme almış ve Marksizmle ciddi bir biçimde ilgilenmeye başlamıştır.
1962 resmî evraktan mahrum olması sebebiyle yeraltına çekilmek zorunda kalan Kanafani, ertesi yıl Nasırcı ilerici gazete el-Muharrir’in [Kurtarıcı] yazı işleri müdürü, bu gazetenin uzantısı olan haftalık dergi Filastin’in [Filistin] de editörü olur. 1963’te ilk ve en çok bilinen romanı Güneş’teki Adam yayınlanır. Roman birçok dile çevrilir ve defalarca senaryolaştırılır.
Üretken edebî faaliyeti, yenilikçi tekniklerinden ötürü epey takdir toplayan üslubu, sahip olduğu toplumsal bilinç ve Filistinlilerin içinde yaşadıkları koşullara dair herkesçe rahat anlaşılan görüşleri kendisine 1966 yılında Lübnan Edebiyat Ödülü’nü kazandırır. Ödül, esas olarak kaleme aldığı Sana Kalan Her Şey isimli kısa romanına verilir. Ölümünden sonra ise 1975’te Afrika-Asya Yazarlar Konferansı Lotus Ödülü’ne layık bulunur. Modern Arap romancılığında önemli bir sima olan Kanafani, aynı zamanda 1966 ve 1968 yıllarında kaleme aldığı, İsrail işgali altında üretilen Filistin Edebiyatı’na ilişkin iki çalışmasında “direniş edebiyatı” kavramını gündeme getirir.
1967’de Kanafani Nasırcı gazete el-Enver’in [Aydınlanma] yayın kuruluna girer. Gazeteye ek olarak çıkartılan haftalık derginin yazı işleri müdürlüğünü yapar ve dergiye geniş bir okur kitlesine ulaşan, görüşlerini içeren yazılar yazar. Aynı yıl, feshedilen MAN’ın radikal Marksist Filistin kolu olarak ortaya çıkmış bulunan Filistin Halk Kurtuluş Cephesi’nin [FHKC] kuruluş sürecine dâhil olur.
Politbürosuna seçilen ve örgütün resmî sözcüsü olarak atanan Kanafani, Temmuz 1969’da FHKC’nin el-Hedefisimli haftalık yayın organında çalışmak amacıyla el-Enver’den istifa eder. Aynı yılın sonunda iki kısa roman daha kaleme alır: Hayfa’ya Dönüş ve Saad’ın Annesi. Bu süreçte üçüncü romana başlar ve bir kısa hikâyesini tamamlar.
Yakın ilişki içerisinde olduğu Habeş ile birlikte Nasırcı panarabizmi terk ederek devrimci Filistin milliyetçiliğine doğru bir dönüşüm içerisine girer. FHKC’nin sözcüsü ve örgütün 1969 tarihli Ağustos Programı’nın yazarı olarak Kanafani, Filistin mücadelesine dönük derin bağlılığını her fırsatta, sürekli olarak gösterir. 9 Temmuz 1972’de, FHKC’nin yirmi altı kişinin öldüğü, Lod Havalimanı’nda üç Japon Kızıl Ordu mensubu gerillanın saldırısının sorumluluğunu üstlenmesinden birkaç hafta sonra, otuz altı yaşındaki Kanafani ve küçük yeğeni Mossad’ın arabasına yerleştirdiği bombanın patlaması sonucu ölür. Ölümünden kısa bir süre sonra, tek tarih çalışması olan1936-1939 Arası Dönemde Filistin’de Devrim isimli, doğduğu ayda başlayan halk ayaklanmasını inceleyen çalışma yayınlanır. Aralarında 1966 tarihinde yazmaya başladığı çalışma dâhil, birçok roman bitme imkânı bulamadan masasının üzerinde kalır.
Ölümü sonrası Kanafani halk tarafından ölümsüzleştirilir. Doğum günü olan 9 Nisan Filistin’de ulusal bir etkinliğe ilham verir. Filistinliler, o gün Kanafani’yi ve eserlerini anarlar. Aynı gün İşgal Altındaki Topraklar’da grevlerle ve gösterilerle karşılanır. Suikasttan beri Hedef dergisinin her kapağını o güzel yüzü süsler. Danimarkalı eşi Anni Hoover iki çocuğu ile birlikte Beyrut’ta kalır. Ghassan Kanafani Kültür Vakfı’nın çalışmalarını yürütmektedir.
Her şeyin ötesinde Ghassan Kanafani, kendi döneminin bir ürünüdür. Onun gazeteciliği ve romancılığı, halkının ve kendi neslinin dertlerini ve arzularını başarıyla anlatmaktadır.
Muin Rabbani
Kaynakça
Kanafani, Ghassan. Al-Athar al-Kamila [Toplu Eserler). 7 Cilt. Beyrut: Dar al-Thli'a, 1972.
Siddiq, Muhammad. Man Is a Cause Political Consciousness and the Fiction of Ghassan Kanafani. Seattle: University of Washington Press, 1984.



Ghassan Kanafani Ghassan Kanafani Reviewed by Uyanış on 14:31 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.